8 Ekim 2008 Çarşamba

Kim Suçlu?


Uzunca bir o kadar da güzel bir tatilin ardından çoktandır yazamadığım bloguma geri döndüm. bu süre zarfında ekonomilerde bir çok gelişme oldu. Kurtarma paketleri umut verdi kabul edildi reddedildi derken günlerdir dünya ekonomilerinin dibe doğru gidişini izliyoruz. Üstelik kriz henüz sosyal alana yani tabana yayılmaya başlamadı bile. Tabanı etkilemeden kurtarma operasyonları çare olsa iyi olacak. '29 Buhranından bu yana tüm dünyayı bu derece etkileyen ender bir ortam. Hem de bir çok ülke başkanının birbirleriyle masaya oturup beraber hareket etmek istediği bir ortam... Üstelik bu kriz başlamadan önce de dünyanın bir çok yerinde masum insanlar ketlediliyor,küçük çocukların bile kanı dökülüyor kimse bşr araya gelelim demiyordu. Ama ne de olsa şimdi kanı dökülmesede paraları yere saçılanlar başka insanlar. Ne de olsa o kanı dökülenlerin paraları yok ki yere saçılsın. Şimdi paralarıyla prolarını yakanlar zor durumda kalmasın yeter ne de olsa bütün dünya onlar için yaşıyor...

Bilindiği gibi krizin kaynağı mortage kredileri olarak gösteriliyor. Ama batanlarında suçu yok değil. Hatta bana göre bütün suçlu onlar. Amerika'da ki yatırım bankalarından bahsediyorum. Bu bankalar mevduat toplamaz çek, senet,kredi kartıyla uğraşmazlar. Bunun yerine uluslar arası piyasalarda büyük parçalar halinde nakit yönetimi yapılması için kendilerine verilen paralar bu bankaların kaynağını oluşturur. Yani riski yüksek bankalardır. Oysa ticari bankalar risk düzeyi daha düşük bankalardır. Mevduat toplar ve bu mevduat giriş çıkışları hemen hemen birbirini dengelerler.Çok fazla küçükişle uğraşmasına rağmen yapabilecekleri sınırlı olan ticari bankalar küçük ve kısa vadeli muvduatları büyük ve uzun vadeli krediye dönüştürerek kendi yağlarında kavrulup giderler. Yatırım bankaları ise büyük hacimli işler yaparlar. Petrol ve maden ticareti vazgeçilmezleridir. Petrol ticaretinde yaptıkları işin ismi ise "kağıt varil ticareti"dir. Sanal ortamda vadeli işlemler piyasasında yükseltilen fiyatlar gerçek ortama gerçekmiş gibi dayatılarak reel fiyatlar yükseltiliyor bundan da muazzam paralar kazanıyorlar. Öyle ki petrol üretimi 85 milyon varil olan bir ortamda 400 milyon varil petrole denk gelen kağıtların alınıp satılması paraların havada uçuşması anlamına geliyor.Kısacası yoktan zengin olanlar ellerii çakyıtmadan çeplerimizin içinde gezdiriyorlar hatta birde çaksanız noldur sanki diye yüzümüze bakıyorlar.

Bu bankalar bir yandan başkalarına akıl, bilgi, deneyim satarken bir yandan da bunları kullanalarak para kazanıyorlar. Anlaşılacağı üzer bu bankalar dev ekonomilerde ortaya çıkıyorlar. Ancak uzaklarda olmaları bizi ekilemeyecekleri anlamaına gelmiyor. Türkiye'de işlem yapan bankaların borç portföylerini satıpalıp üreticimizin alacaklısı konumuna gelen bu bankalar şimdillerde alacaklısı değişen üreticileri yakında kapıyı çalacaklar diye kara kara düşündürüyor. Oysa üreticilerimizin bu borçları ödeyebilmeleri içn ihracat yapmalrı gerekiyor. Ne yazık ki şu ortamda ihracat bile artık zor gerçekleşiyor. Yani öyle bir ortam oluşturuldu ki sanki siz borçlarınızı ödemeyinde biz nası olsa onları almasını biliriz paranız yoksa firmalarınızıda alırız derler gibi...

Borsaların dibe doğru gittiği bu ortamın sosyal hayata etkileme sınırına yaklaştığı ve milyarlarca insanı etkilediği bir çoğunu işsiz bırakacağı krizin tek sebebi ceplerini daha çok doldurmak isteyenlerdir. Kısa zaman sonra bavullarını toplayıp bir adaya yerleşip yanlarında götürdükleri-üzerinde kan izleriyle-paraların tadını çıkarırken bizler umarım yine başbakanlık önünde yazar kasaları fırlatmak zorunda kalmayız...

3 yorum:

Dr.Firma dedi ki...

Yazınızdan çıkartılabilecek sorular bulunmakta

Gerçekte kim kazanıyor ,kim kaybediyor ?

Emtea fiyatlarının artması kime yarıyor ?

Satılan akıl kimler için değerli ?

Bu ülkelerin yöneticileri vadeli işlemlere neden düzenleyici kanunlar getirmiyorlar ?

Sonuç olarak ;

Bırakınız yapsınlar geçerliyse , bırakınız batsınlara neden izin verilmiyor ?

Veli KOCATÜRK dedi ki...

BU soruların yanıtları eminim birilerinin canını acıtır. Önemli olan ise sorumluların da yanıtları bilmeleri. Denetleme kuruluşları için değişen yasaklar-aynı denetleme kuruluşu ile iki dönemden fazla çalışamama yasağı sadece aynı denetleyici kişi ile çalışmama olarak değiştirildi-önceden haberci gibiler.
Az önce General Motors'un kredi notunu düşüreleceğini ve iflasını açıklanabileceğini öğrendim. Bu da demek oluyor ki binler işsiz daha olacak.
Bakın kim kaybediyor. Kazanan zaten kazanmış...

Adsız dedi ki...

Krizin en somut ve kısa vadeli etkileri benim için ülke ihracatının kesinlikle düşme trendine gireceği ve işler yolunda giderken bile açlık çeken fakir dünya nüfusunun bu krizle birlikte açlıkla daha çok yüz yüze geleceği.