Erdem Başçı ekonomi tarihimizin en önemli Merkez Bankası
Başkanlarından biridir. Hem küresel kriz dönemini iyi bir şekilde yönetmiştir
hem de fırsata çevirmiştir. Hem faizleri çeşit çeşit sunmuş kaçacak nokta
bırakmamış hem de enflasyonla mücadele etmiştir. Kabul görmüştür. Olmaz denileni
yapmıştır.
Ama son açıklamaları şaşkınlık yarattı. Salı günü enflasyon
raporu yayınladı. Çıktı basının karşısına enflasyonu düşüreceğiz. Son 45 yılın
en düşük seviyesine getireceğiz. Dedi. Zaten
önemli olan bu değil mi? Merkez Bankası’nın ana amacı “fiyat istikrarını
sağlamak” değil mi? Taktir ettik. Sağlam duruş sıkı duruştur dedik. Son toplantıda
politika faizinde sembolik düşüş yaptı. Koridora dokunmadı. Bağımsızlık diyemedi.
Özerklik yeter dedi. Normaldir. Baskıdan kurtulacak dedik. Ve çekincesinin kur
olduğunu herkes biliyordu.
Salı günü ise gelen bir soruya hiç beklenmedik bir cevap
verdi. Enflasyon 1 puan düşük gelirse 4 Şubatta toplanır faiz indiririz dedi. Dünyanın
hiçbir yerinde Merkez Bankası başkanı böyle bir açıklama yapmaz. Yapamaz. Bu piyasaya
müdahale etmektir. Hem de kendi politikasının aksine. Hem kurdan korkacaksın
hem de daha ortada hiçbir şey yokken çıkıp faiz indirebilir diyeceksin. Hem koridora
daha 15 gün önce dokunmayacaksın hem de çıkıp 50 baz puan bile indirebiliriz
diyeceksin.
Dedi. Ve kur 2.42 oldu. Rekor yüksek seviyelere çıktık. Yüzde
2.5 değer kaybeden TL oldu. 2 günde. Bir ülkenin para birimi bu kadar mı
itibarsızlaştırılır. Yıllarca emek verilen politika bir gündü bu şekilde çöpe
mi atılır?
Şimdi 3 Şubat’ta enflasyon rakamları açıklanacak. Beklendiği
gibi 1 puan düşük gelirse faiz indirimi yapılacak. Kur 2.50 olursa ki oldukça
yakın. Döviz satım ihalesiyle mi söndürülecek ateş? Bu rakamlar enflasyonu
yeniden yukarı çekmeyecek mi? Kaldı ki faizden kazanılan para yok bu ülkede. Bu
ülkede parayı götüren dolardan götürdü zaten. Yabancı yatırımcı faiz düştü hadi
doğrudan yatırım yapalım mı diyor? 1 yılda alacağı faizi zaten kurdan kazandı 2
ayda. Kur yükseldi benzine zam geldi. Yani söylemlerin faturasını ödeyen bu
ülkenin vatandaşları oluyor.
Siyasi baskı Merkez Bankası’nı çok büyük bir hataya sevk
etti. Faturası ağır olabilir. işler kötü gidince yeniden olağanüstü toplanıp faiz
artırmak nasıl bir izlenim bırakacak ? İtibarı
kazanmak zor olacaktır. Çünkü ülkeye girecek yatırımcı önce Merkez Bankası’nın
bağımsızlığına bakar.