15 Eylül 2008 Pazartesi

Büyüyelim Artık !!!


Ekonomide şüphesiz her kesimi sevindiren en iyi haberlerdendir “büyüme”. Ekonomide gerçekleşen büyüme hepimize büyük bir umut ışığı yakar. Çünkü uzun süredir büyüme nedir bilmeyen bilse bile faydalarını göremeyen hep imrenerek baktığımız bir olaydır, böyle olunca da “ah bizde bir büyüyebilsek” deriz. Ben büyümeye iki anlamda bakıyorum.Hem ekonomik olarak büyüme hem de gerçek anlamda bir çocuğun gelişmesi, büyümesi anlamında.Öyle ya ne de olsa “biz bir aileydik” bizimde büyümemiz gerekiyor. Uzun bir geçmişe sahip olan ve hiçbir zaman geçmişinden utanmayan sahip çıkmasını bilen bir vatandaş, vatansever olarak her zaman geçmişi düşününce içim az da olsa “cız” etmiştir. Geçmiş demek hem ekonomik anlamda hem de siyasi anlamda bir çok tecrübe, gözü açık olma, kendini kollayabilme, kime nasıl davranacağını bilme demektir.Ancak muhteşem olarak nitelendirdiğim mazimizden gelen tecrübelerimizi pekte iyi değerlendiremiyoruz. Siyasi anlamda çok farklı ve her biri kendi yöntemiyle bizi köşeye sıkıştıran güçlere siyasetçilerimizin günü kurtarmak için uyguladıkları politikalar eklenince henüz yaşını doldurmamış bir ülke gibi hareke eder ve muamele görür olmamız beni biraz üzüyor.

Ekonomik açıdan son yıllarda dünyada yaşanan gelişmeleri eskiye nazaran iyi takip edişimiz ardı ardına büyüme haberlerimizi sıklaştırdı. Oysa pek çok ekonomist bunu sadece suni bir büyüme olduğunu vurguluyor ve gelecek için dünya büyüme trendini geride bırakıyor diyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise bu tahminlerin pekte yanılmadığını görüyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde sadece 1.9 büyüyen ekonomimiz beklentilerin altında gerçekleşerek zorlu günler geliyor mu acaba dedirtmeye başladı.


Büyümeyi etkileyen en büyük faktör ise emek ve sermaye artışı buna ek olarak bazı iktisatçılara göre verimlilik artışı da büyümeyi etkilemektedir. Ancak bu tür büyümeler her türlü ekonomik koşuldan kolaylıkla etkilendiği için uzun süre büyüme trendini koruyamamaktadır. Oysa sistemde Ar-Ge'ye, beşeri sermayeye, eğitime önem vermenin, kurumsal alt yapıyı yeterli hale getirmenin ve bilgi ekonomisine, bilgiye gereken değeri vermenin önemi büyüme üzerinde etkisi bakımdan her geçen daha iyi anlaşılmaktadır. Bu yolla hem yapılan yatırımlar hem de elde edilen gelir garanti altına alınabilmektedir. Oysa bugün gerçekleşen ekonomik büyüme geliri adil bir şekilde dağıtamamakta sadece en zengin yüzde 20 yi daha da zengin hale getirmektedir. Geriye kalan yüzde 80’e ise hiç bir şey kalmıyor. Milli gelirin yaklaşık yarısının üst gelir düzeyi tarafından kullanıldığını unutmamak gerekir. Buna bağlı olarak işsizlik oranlarımızda pek iç açıcı değil. Oysa büyüyen bir ekonomi işsizlik açısını kapatabilmelidir. Ancak bizde tam tersi bir durum söz konusu u durumda işsiz olan bir insanın büyümeden bir pay alması beklenemez. Büyüme oranımızın hesaplanmasında da bizi yanıltıcı bazı uygulamalar söz konusu. Milli geliri dolar bazını izleyişimiz bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Dolar uluslar arası düzeyde değer kaybediyor ancak her geçen gün artan milli gelirimiz diğer yıllara göre bu düşük dolar kuruyla hesaplandığında bir önceki yıllara göre muazzam derecede büyüdüğümüz ve gelirimizin arttığı sonucuna varılıyor oysa nominal olarak gerçekleşen bu artış sadece kağıt üzerinde hava atmamıza ya da siyasetçilerin oy isterken daha zorlanmamalarına yol açıyor.


Bunlara ek olarak bir çok neden sıralanabilir ama ben lafı fazla uzatmadan hem ekonomik anlamada hem de siyasi anlamda hepimize çok iş düştüğüne inanmaktayım. Yakın zamanda yeni bir yaşa daha girecek bir ülkeye sahibiz ama bu demek değil ki ileriye atılmak için çok erken. Enerjisini maalesef topluma hiçbir katkısı olmayacak “gündem” ile harcayan, kim nerde ne yapmış gibi saçma haberler ile özentiliğin boyutlarını aşarak kendine zarar veren bir toplum haline dönüşen, bir zamanlar etki ettiği bir dünyada artık sadece “savaşta yenilmeyecek ama yönetilecek” bir toplum olarak nitelendirilen ailem “Büyüyelim Artık!!!”.

7 yorum:

Aslan Karahan dedi ki...

Güzel bir yazı ama gerçektende büyüme suni bence.
Malesef güzel vatanımızda geleceğimiz şuan için çözümler bulunamazsa çok iyi olacağa benzemiyor.
Bu gün itibarıyla Dünyada Ekonomi depremide başladı.(Bir bu eksikti)
İnşallah Türkiye olarak en az zararla atlatırız.:(

Veli KOCATÜRK dedi ki...

"Ekonomi depremi"'nden önceki zamanda keşke gerçek anlamda tedbirler ababilseydik.Ama yine de umutlu olabilmek lazım.Her kriz kendi fırsatını doğurur nasıl olsa diye önümüze bakarız inşaallah.

Dr.Firma dedi ki...

Düşünceleriniz ,ağustos böceğiyle karınca hikayesini akla getiriyor.

Veli KOCATÜRK dedi ki...

Haklısınız. Ne de olsa hep o hikayelerle büyüdük. Bir de ilk okulda "U" harfini öğretmek için tekrarlatırlardı: "Uyu Ali uyu!!!"...

Dr.Firma dedi ki...

Hikaye ''Düşün Ali Düşün '' şeklinde olsaydı ,bu gün farklı şeyleri konuşuyor olurduk.

Dr.Can dedi ki...

Sadece finans ile ilgili kaliteli bir blog.. Başarılar dostum

Veli KOCATÜRK dedi ki...

Teşekkür ederim. Size de başarılar...